Kitap yorumları ve tanıtımları.

29 Nisan 2017 Cumartesi

Zaman Çarkı - Ken Grimwood





KİTABIN ARKA KAPAK YAZISI

Ya sizi bekleyen bir son olmasaydı… 

Hayatındaki insanlar birer birer siliniyor. Kocaları, sevgilileri, ailesi ve arkadaşları yaşayıp ölüyor ama o hep aynı kalıyor. Sevdiklerini kaybederken hep çaresiz. İnsanlar onun neden sürekli genç göründüğünü merak ettiğinde ise yer değiştirmek zorunda. Tüm olasılıklar karşısında üç yüz yıl yaşamış biri olarak yanlış bir şey söylediği an, zaman çarkı tepetaklak olabilir.
Elise tıbbi bir mucize sonucu ebediyen genç kalacaktır. Hayatı üç yüz yıl önce başlamıştı. Versailles Sarayı’nda, 14. Louis’nin hükmettiği bir devirde. İlk kez her şeyi göze alıp sonsuz gençliğinin sırrını, sevdiği adamla paylaşmaya karar verdiğinde bu isteğinin neden olacağı tehlikeleri – hem kendisi hem de tüm dünya için – hayal bile edemez. Bilim bu duruma yanıt verecek bir seviyeye ulaştığında ancak birileri onun çaresizliğini görebilecek. 

Sonsuza dek yaşamak ve hiç yaşlanmamak… Bir tek kırışıklık ve kırlaşmış saç için her şeyini vermeye hazırdır Elise. Yalnızca sıra dışı bir kahramanın hikayesi değil aynı zamanda insanlığın en tutkulu arayışının büyüleyici bir keşfi.


KİTAP SAYFA SAYISI:304


ZAMAN ÇARKI KİTAP YORUMU

''Sonsuza dek yaşamak, hiç yaşlanmamak; ödül mü, yoksa ceza mı?''

Kitabı okurken bu soruya sürekli bir cevap arıyorsunuz. Elise'in yerinde olmak ister miydiniz yoksa istemez miydiniz? Hiç yaşlanmamak, hastalanmamak hep genç kalmak mümkün olsaydı, ne yapardınız?

Kitap, bir 1980'lerde birde Elise'in anıları arasında anlatılıyor. Kendinizi bir 1697'de, bir 1722'de bulabiliyorsunuz çünkü kahramanımız kapakta yazıldığı gibi 1600'lerde 14.Louis Döneminde dünyaya geliyor.

Babası büyük acılar içinde ölüyor ve annesi, babasını zehirlediği düşünülerek sürgüne yollanıyor. Asıl adı Christine olan kahramanımız saray mensubu Madam de Maintenon tarafından büyütülüyor ve okul çağında Saint-Cry isimli okula yollanıyor. Christine(Elise) belli bir yaşa gelene kadar normal büyümesini gerçekleştiriyor ama hiç hastalanmıyor. Yirmilerinde ise yaşlanması tamamen duruyor.

Her şey sürekli değişirken, zaman gelip geçerken, sevdikleri birer birer ölürken; bu durumun artık değişmesi gerektiğine inanıyor ve 1980'lerde artık 300 yılı aşkın süredir hayatta olan Elise, tıbın gelişmesiyle ölümsüzlüğünün sebebini ve bu durumun çaresini bulabileceğini düşünerek bir doktorla görüşmeye başlıyor.


''Sen ölümsüzlüğün ya da ona yakın deneyimin neler hissettirdiğini öğrenmek istemiştin. Bu bir gemi köprüsünde oturup değer verdiğin herkesin okyanusun dalgaları arasında kayboluşunu izlemek gibi bir şey. Gemi harika bir adaya doğru seyrediyor ve sen de durduğun yerden bu adayı görebiliyorsun. Her dakika sahile biraz daha, biraz daha yaklaşıyor ama bir türlü ulaşamıyorsun. Ve her seferinde sulara bakıp neredeyse geldik diye bağırdığın her anda sevdiğin birinin dalgalar arasında yitip gittiğini görüyorsun...''



Benim puanım : 4/5



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder